Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğunda Yaratıcı Dramanın Önemi

Birçok aile çocuklarının aşırı hareketli olmasından, yaptığı şeylerden çabuk sıkılmasından, dikkatini toplayamamasından, kendine ve çevresine zarar vermesinden, sürekli oyun oynama isteğinden şikâyet eder. Oysa ki bunun altında yatan bir neden olduğunu çoğu zaman düşünmez ya da düşünmek istemezler. Büyüyünce geçer, şımarıklıktan yapıyor, bu da böyle kime çektiyse gibi bahanelerle asıl nedenden uzaklaşırlar. Fakat bu davranışlarının sebebi belki de tanısı ve çözümleri olan bir rahatsızlıktır.

 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konulmuş olan çocuklarda yukarda belirtilen davranışların çoğu gözlemleniyor. Bu tarz çocuklar hem fiziksel hem sosyal hem de pisikolojik olarak etkilenirken ailelerde bu durumdan oldukça etkileniyorlar. Özellikle 7 yaş altı çocuklarda sıkça gözlemlenen daha sonrasında ise okul yaşamında olumsuzluklar ve başarısızlıklarla ortaya çıkan bir sorun olarak devam ediyor. Oysa ki uzmanlar bu konuda ailenin tutumunun ve yönlendirmesinin bu rahatsızlığın olumlu yönde ilerlemesinde önemli bir etken olduğunu belirtiyor.

 
*En önemli etken bunun bir sorun olarak görülmemesi ve çözüm yolları bulmak için bir uzmandan destek alınması.

 
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konulmuş çoğu çocuk tanıyı koyan uzmanlar tarafından sosyal etkinliklere yönlendiriliyor. Bu sosyal etkinliklerin başında ise yaratıcı drama yer alıyor.

 
YARATICI DRAMANIN DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNDA Kİ ÖNEMİ

 
Bir işe yoğunlaşmakta zorlanan ya da önemli-önemsiz olayları ayırt etmekte güçlük çeken, bir kişi onunla konuşurken aynı zamanda başka konuşmaları da duyan bu sebeple de odaklanmak için büyük çaba gösterse de başaramayan çocuklar bu eyleminden hemen vazgeçer. Yalnızca onda heyecan uyandıran, ilgisini çeken etkinliklerden hoşlanır.

 
*Yaratıcı Drama oyunsu bir süreçtir ve süreç boyunca çocuğu aktif halde tutan ve eğlendiren bir etkinliktir.

 
*Etkinlik süresince hareketli oyunlarla aktif olan çocuk enerjisini doğru yönde kullanmayı öğrenir.

*Odaklanmayı sağlayacak oyunlar ile zamanla dikkatini toplamayı başarır.

*Etkinliklerle keyif aldığı ve öğrenme hazzı ile heyecan duyduğu için tüm algıları geçirdiği zaman boyunca açıktır.

 
*Her şeyden önce çocuk kabul gördüğü ortamda mutlu olur ve doğru iletişimi yakalar. Bu sebeple sosyal etkinliklerde eğitmenin rolü büyüktür.

 
*Dürtüsel olarak ortaya çıkan şiddet, sabırsızlık, söz kesme, araya girme, oyun bozma gibi davranışlar yaratıcı drama etkinlikleri ile törpülenir.

 
*Doğru iletişimi, kendini doğru bir biçimde ifade etmeyi, etkinlik içinde hem oyunlarla hem de eğitmenin yönlendirmesiyle öğrenir.

 
*Her oyunun kuralları olduğunu, kuralları dinlemezse oyunu öğrenemeyeceğini, yenen ve yenilenin olması gerektiğini, yenilmenin de keyifli bir şey olduğunu, sırasını beklemesi gerektiğini süreç boyunca tekrarlanan yönergelerden öğrenir.

 
*Oyunlarla neden sonuç ilişkisi kurmayı öğrenir ve bu öğrenilen davranış onun dürtüsel davranışlarını da olumlu yönde etkiler.

 
*Yaratıcı drama etkinliğinde yer alan doğaçlama ve rol oynama ile birlikte çocuk empati kurmayı öğrenir.

 
*Süreç boyunca hem grupla hem de bireysel olarak aktif rol alan çocuğun özgüveni gelişir ve çevresine açık hale gelir.

 
Çocuklarda oyunla yapılan eğitimler kalıcı öğrenmeyi sağlar. Yaratıcı drama da kalıcı öğrenmede önemli bir basamaktır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konan çocukların yaratıcı drama etkinliklerinde rahatladıkları ve doğru davranışlar sergiledikleri gözlemlenmektedir. Sorun olarak görmek ya da durumu kabullenmemek çocuğu da kaybetmek anlamına gelmektedir.

 
Çünkü algılayamadığı çıkmaza sürüklenen bir çocuk, onu bu çıkmazdan kurtarmak için el uzatan ise ailedir.